"Solculuk ve Sağcılık" Kavramları Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
- Devrimler Serisi
- 4 Haz 2024
- 2 dakikada okunur

Takvimler 9 Temmuz 1789’u gösterirken, Fransa Devletinde tarihi değiştirecek bir olay yaşandı. Bu olay öncesinde kral 16. Louis ve eşi Marie Antoinette Versailles Sarayı’nda zenginlik ve ihtişam içerisinde yaşamaktaydı.

Fransız İhtilali'nin Sebepleri
Din adamlarının oluşturduğu Ruhban sınıf toprak sahibi olan en ayrıcalıklı sınıfı oluşturuyor, soylular ise bir alt tabaka olarak zenginlik ve ihtişam içerisinde yaşıyordu. Ancak toplumdaki kast sisteminin en alt sınıfı olan ve üçüncü zümre olarak adlandırılan bir sınıf vardı ki… İçlerinde avukat, noter, doktor gibi burjuvaların olduğu, köylülerin-çiftçilerin olduğu bu sınıf geçimlerini kıt kanâat sağlıyorlar, üstelik toprak ve arsa sahibi de olamıyorlardı. Bu sınıfın çoğunluğu çiftçi yahut işçiydi ve ruhban (din adamları) sınıfındaki insanların topraklarında karın tokluğunda çalışmaktaydılar. Hasatlardan ne kadar kazanabilirlerse işte. İşin kötüsü 1788 yılı çok sert geçmiş ve doğru düzgün bir hasat dahi yapılamamıştı. Bu da yetmezmiş gibi Amerikan Bağımsızlık Savaşı olmuş, İngiltere’ye karşı bağımsızlık mücadelesine giren amerikanlar, İngiltereyle koyu bir sömürge yarışında olan Fransızlar’ın büyük maddi desteğiyle devletlerini kurmuşlardı. E haliyle devlet borç batağındaydı ve vatandaşlarından vergi alması gerekiyordu. Burunlarından kıl aldırmayan birinci ve ikinci zümre vatandaşları (ruhban sınıfı ve soylular) vergiden muaftı. Zaten fakir olan halka bu savaş külfeti de eklenince işler iyice zıvanadan çıkmıştı.
?? Ekmek Yoksa Pasta Yesinler ??
Sonralarda devrimin sloganı haline gelen ve kraliçe Marie Antoinette’ye atfedilen “ekmek yoksa pasta yesinler” sözü, esasında kitleler arasındaki kopukluğun bir göstergesiydi. Bu sözün Marie Antoinette’ye atfedilmesinin neden doğru olmadığını da gelin kısaca açıklayalım.

İlk olarak Jean-Jacques Rousseau 1767 tarihli “itiraflarım” kitabında geçirmiş ve kraliçeye ait olduğu çıkarımı yapılmış ise de, o tarihlerde kraliçe yalnızca 12 yaşındadır ve Viyana doğumlu olan kraliçe o tarihlerde henüz Fransa’ya gelin olarak gelmemiştir. Ancak bu laf devrimi ateşlemek için kültleştirilmiş ve halkı galeyana getirmeye yetmiştir.

Etats Generaux'nun toplanması
Tekrar dönelim 9 Temmuz 1789 tarihine. Kral üçüncü zümrenin huzursuzluklarından dolayı 150 yıldır toplanmayan “Etats Generaux” adlı meclisi toplamış ancak toplumun %95’ini temsil eden üçüncü zümrenin yalnızca 1 oyu olmasına karşın diğer zümrelerin 2 oyu olduğu için halkın nabzı yatışmamıştır.

Ulusal Meclisin İlanı
Meclisi kabul etmeyen burjuvazinin öncülüğündeki üçüncü zümre darbe yapmış ve bahsettiğimiz tarihte kendini Ulusal Meclis ilan eder.
Meclis ilk iş olarak Fransız İnsan ve Yurttaş Haklar Bildirisi (26 Ağustos 1789) ilan eder. Bu bildiri ile üçüncü zümre ile diğer zümrelerin hakları eşitlenir. Özel mülkiyet hakkı tanınır. Vergide eşitlik sağlanır ve egemenliğin temelinin ulusa dayandığı ilan edilir. Öncesi dönemde egemenliğin Tanrı’dan geldiği ve kutsal olduğuna inanılırken bir daha dönülmemek üzere bu inanış son bulmuştur.
Sol-Sağ Kavramlarının Literatüre Girişi
Meclis kralın ve diğer zümrelerinde mecburen kabul etmesiyle resmiyet kazanmıştır. Mecliste burjuvanın çoğunlukta olduğu üçüncü zümre yer alırken, diğer zümreler de koltuk sahibidir. Meclis başkanı meclisi açar. Solunda Devrimciler sağında ise eski rejim savunucuları oturur. Sol tarafta. Oturanlar sosyal hakların eşitliği, sekülerliğin sağlanması, devrimin korunması, Cumhuriyetin ilan edilmesi gibi düşünceleri savunurken sağ tarafta oturanlar ise daha muhafazakar ve ılımlı politikaların benimsenmesini, “doğal hukuk” kavramını ve Katolik kilisesinin güçlü olmasını savunmuşlardır. Zamanla sol ve sağ olarak kısaltılan bu gruplar, günümüze kadar ufak değişimler geçirerek gelmiştir.

İlerleyen aşamada Konvansiyon meclisinin ilan edilmesiyle de bu sol-sağ ayrımı devam etmiş, radikâl devrimci olan Jakobenler solda, ılımlı politika isteyen daha liberal Jirodenler sağda oturmaya devam etmiştir. Bu da kavrama sadık kalındığını ve genel olarak içselleştirilip kabul gördüğünü göstermektedir.
Comments